Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İçim Dışım Sonbahar

Sonbahar ne güzel mevsimsin sen. Sana düzülen methiyeler, adının geçtiği şarkılar, senin fonunda çekilen filmler, resimler hepsi am hepsi ne de güzeller... Neler hatırlatır bana senin adın bir bilsen. Gözümü kapattığımda senin adınla beraber canlanan o kadar çok resim  ve hatıra var ki.. İşte biri... Küçük evimizin balkonundayım. Hava puslu mu puslu... Balkonun ıslak parmaklıkları hiç umurumda değil. Şöyle yaslanıp dalmak istiyorum manzaraya... Karşıdaki sıvası yıllar önce bitmiş ama bir türlü boyanmamış evin balkonuna takılıyor gözlerim. Yağmurda unutulmuş bir kaç parça çamaşır.. Terkedilmenin verdiği acıyla savruluyorlar hafif esen rüzgarda. Annemin balkon çiçekleri... Kaderlerine razı olmuşçasına boyunları bükük, renkleri soluk. Biri dışında diğerleri kısi balkonda geçirmeye mahkum. Yılbaşı çiçeği olanca mağrur duruşuyla anneme içeri taşınma vaktini hatırlatır. O zamanlar meyveyi kasayla alırdı babam. Balkondaki sedirin hemen altında bir kasa dolusu elma... Şöyle irice bir ta

Puslu Havada Yazi Yazmak

   Aylarca yazamadim, yazmadim. Oyle buyuk bir hayalkirikligina ducar oldu ki gonlum icimden gecenleri yazmaktan cekindim. Saklandim, agladim, ama haykiramadim. Dogru bildiklerim, ilkelerimin aslinda Eflatun'un magrasindaki golgeler oldugunu anlamanin verdigi aci tarif edilemez. Hava puslu, su bulanik... Aklimi bindirdigim gemi oyle bir tosladi ki buz dagina tamiri imkansiz.. Tek care kacmak, sig sulara siginmak... Belki birkac yil sonra geriye donup bugunleri hatirladigimda buruk bir gulumsemeyle 'Bu da gecti YaHU!' diyecegim ama o gun gelene kadar harabeye donen hislerim ve dusuncelerim nasil iyilesecekler bilemiyorum. Iste bir yil daha gecti. Benim gibi memeleket disinda gurbette yasiyanlar icin yil basi ve yil sonu Turkiye ziyaretlerinin baslayacagi Haziran ayinin sonlarina tekamul eder. Her haziran baska bir ayrilik, baska bir nese, baska bir huzun getirir insanin hayatina.. Butun bir senenin verdigi yorgunluk, bitmislik, yilginlik ve rahatlama hissi.. Kimlerin hayat

Kiraz, Visne, Armut ve Samantha

S on yazılan yazı 'Mutluyum' başlıklı olunca insan bir daha o ruh haletine girene kadar yazmayı istemiyor galiba...Günler, haftalar derken- beklenenin 'Godot' olmasından mütevellit sanırım- beklenen gelmeyince beklemekte manasını yitiriyor aslında... Şimdi bakıyorum da kocaman TGİF! yazdıracak kadar beni sevinderen şey ne kadar önemini kaybetmiş bile gözüm de... Şimdi buraya yazsam okuyan bir çok kişi büyük ihtimal burun kıvıracak, dudaklarında belli belirsiz alaysız bir gülümse takip edecek onu... Bu gün aslında birbiriyle bağlantısız aslında düşününce gayet bağlantılı izlediğim iki yeni filmden bahsetmek istiyorum size... İlki 'Saving Mr. Banks' adli yeni Disney filmi. Gece yarısı gayet sinirleri bozuk bir şekilde ruh haletimi değiştirecek ve uykumu getirecek bir şeyler ararken karşılaştığım ama izledikçe rahatlatan, sevimli bir film. İnsanın çocukluğunda yaşadıklarının nasıl hayat boyu onu takip ettiğini anlatan ama ne yaşanırsa yaşansın olanların ha