Puslu Havada Yazi Yazmak

  

Aylarca yazamadim, yazmadim. Oyle buyuk bir hayalkirikligina ducar oldu ki gonlum icimden gecenleri yazmaktan cekindim. Saklandim, agladim, ama haykiramadim. Dogru bildiklerim, ilkelerimin aslinda Eflatun'un magrasindaki golgeler oldugunu anlamanin verdigi aci tarif edilemez. Hava puslu, su bulanik... Aklimi bindirdigim gemi oyle bir tosladi ki buz dagina tamiri imkansiz.. Tek care kacmak, sig sulara siginmak...
Belki birkac yil sonra geriye donup bugunleri hatirladigimda buruk bir gulumsemeyle 'Bu da gecti YaHU!' diyecegim ama o gun gelene kadar harabeye donen hislerim ve dusuncelerim nasil iyilesecekler bilemiyorum.
Iste bir yil daha gecti. Benim gibi memeleket disinda gurbette yasiyanlar icin yil basi ve yil sonu Turkiye ziyaretlerinin baslayacagi Haziran ayinin sonlarina tekamul eder. Her haziran baska bir ayrilik, baska bir nese, baska bir huzun getirir insanin hayatina.. Butun bir senenin verdigi yorgunluk, bitmislik, yilginlik ve rahatlama hissi.. Kimlerin hayatindan gwldik gectik su gune dek, Kimlerde iz biraktik, kimlerde nese, kimlerin aklina ismimiz geldiginde gulumsuyor. Hangi kalp kirikliklarina sebep olduk kim bilir? Buruk bir aci , kabuk baglamis bir yaranin ismi mi adimiz? Kimler icin gorunmez bir hayaletdi siluetlerimiz? Etkisiz eleman oldugumuz ilskilerin toplami sifir gibi yutan eleman olduklarimizdan daha mi fazla?
Dunyaya gozumu actigim 30 kusur seneye tek bir isim koymak istesem sanirim 'yarim' derdim. O kadar eksik, o kadar yarim, o kadar tamamlanmamis proje, dusunce, dostluk, soz, karar var ki!!!
Madem her sey yarim, bu yazi da yarim kalsin ne cikar??

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Umut iyi bir kahvalti, fena bir aksam yemegidir.

YASAMAK ZOR ZANAAT VESSELAM...

Ardic Agaci