Kayıtlar

Eylül, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Önce Hakikat Ölür....

Resim
      Kendimi bildim bileli geceleri en sevdigim sey evin balkonuna cikip sehrin yanip sonen yildizimsi isiklarla bezeli siluetine bakip hayal kurmakti. Kimbilir hangi evde ne hikayeler yasaniyor, ne trajediler sahne aliyor ve ne mutlu kahkalar atiliyor; merak ederdim. Koca sehir sayfalari acik, kalin bir kitap gibi  onume serilir ve her sayfa baska bir hanenin hikayesini fisildardi. Hikaye deyip gecmeyin; hikaye hakikatlerin tasiyicisi, ve aynasidir yasananlarin...Ve belkide bundardir hikaye okumayi ve seyretmeyi cok severim. Film izlemeyi salt eglence yontemi olarak da gormem cogunlukla... Hele izlediginizde sizi rahatsiz eden, aci veren, ve dusunduren hikayeleri varsa.... Iste TRT'nin dizilerinden biri olan 'Boyle Bitmesin' de benim icin bir cok yonuyle diger  dizilerden ayrilir. Her hafta baska bir aile oykusunun anlatildigi dizi  cok agir ve manali repliklerle biter iste baslikta cumlede o diziden bir replik: Önce Hakikat Ölür.... Suriyeli bir ailenin oykusunu

VE NIHAYET: 1Q84

Resim
Gecen bahar vizyona giren Hunger Games filminin vizyona giris tarihini iple ceken ve hatta telefona gunluk hatirlatma koyanlari gordukce bende heyecanlamis ama filmi gorunce buyuk bir hayal kirikligina ugramistim. Ayni duyguyu buyuk bir heyecanla okumaya basladigim kitapta da yasadim: 1Q84. Is yerinden hediye olarak verilen NOOK'u (elektronik kitap) elime alinca heyecanla yukleyecegim guncel kitaplari taradim ve o anda bu isimle gozgoze geldim: 1Q84. Georger Orwell'in kitabina gonderme oldugu belliydi ama kitabin 1042 sayfa olmasi ve cok satanlar listesinde ilk siralarda olmasi benim gibi aldigi kitabi cabucak bitiren birine cazip geldi ve online olarak kitabi NOOK'a indirdim ama derler ya 'Ha indirmez olaydim.' diye. Dile kolay 1042 sayfalik ingilizce bir kitap... Kitabin yazari Haruki Murakami enteresan bir teknikle kitabi yazmis. Her sayfada sanki acayip onemli olaylar olacak ve karakterlerin basina gelen olaylari aciklayacak derken- ki karakter isimleri s

Okunasi Yazilar/Hikayeler -1-

Resim
Cok duzenli olmasa da takip ettigim  kose yazarlarininn beni cidden etkileyen yazilari ve karsima cikan ve paylasmak istedigim enteresan hikayeler olabiliyor. Isten bundan sebep arada sirada bende dilek sart kipiyle baslik attigim bir bolum olusturayim dedim. Bilmem iyi etmis miyim? Iste ilk hikaye: Guney Afrika'da hali vakti yerinde iki cocuklu bir aile sirf yoksul insanlarin nasil yasadigini ogrenmek ve cocuklarina da bu yonde bir bakis acisi kazandirmak icin bir ayligina yoksul zenci nufusun yogun oldugu  Mamelodi adli bir semte tasinmislar. Semtin ortalama geliri dogrultusunda belirledikleri bir butceyle barakadan bozma bir evde yasadiklari deneyimleri insanlara bir blogla paylasiyorlarmis. Kimileri bir aylik deneyimin pek bisey kazandirmayacagi elestirisi yaparken diger bir kesimde cocuklarinin psikolojilerinin bozulabilecegini one suruyorlar.  Kisa surede bitecegini bilerek yasanan acilar ve sikintilar ne kadar gercekci olabilir ki? Umut degilmidir insani yasatan, ayakta

Woman Of Steel

Resim
Titanic faciasini duymayan ve/veya filmini izlemeyen var midir? Trajikomik ama facialarinda kendi icinde bir popularite siralamasi oluyor. Universitede bir hocamiz Kore savasinda verilen kayiplarinVietnam savasindakilerden cok daha fazla olmasina ragmen Vietnam savasinin hakkinda yapilan sayisiz film, belgesel sayesinde cok daha bilinir oldugundan bahsetmisti. Neyse Titanic'e geri donecek olursam okudugum bir yazi geminin govdesinin sanildiginin aksine alasim bir maddeyle degil de saf celikten oldugundan bahsediyordu. Celik asiri baski neticesi kirilmamis ama esnemis ve iceriye boylelikle tonlarca agirlikta su girmis ve asla batmaz denilen gemi sulara gomulmus. Nerden mi geldi butun bunlar aklima? Zihnimde butun aramalara ragmen olumlu bir dusunceye ve umut kirintisina rastlayamadigim bir gun elimde kasik corba karistiriyorken gozum celik tencereye takildi. Demek ki gerekli baski uygulandiginda celik bile egilip bukulebiliyor. Hani celik gibi sinirleri var denir ya cok sabirli i

Bir Gezi Hikayesi de Ben Yazayim Derken...(1)

Resim
Ortaokulda sinif icinde 'Cok gezen mi bilir yoksa cok okuyan mi?' konulu bir munazara duzenlemisti Edebiyat ogretmenimiz. Bayagi cekismeli gecen munazarayi 'cok gezen bilir' tezini savunan karsi grubun kazandigini hatirladim gezmekten bahsederken. Gerci biz bunu grup arkadaslarimizin birinin kendine dusen bolumu iyi hazirlamamasina baglamis ve o arkadasimiza grupca epeyce kizmistik. Neyse gezmekten munazaraya gecis yapsam da ben tekrar asil konuya donus yapayim. Gezmeyi severim ama cok firsat bulupta gezebildigim soylenemez. Madem bir blogum var bende mutevazi gezilerimin hatirlarindan resimleri yukleyeyim... Iste bir kac ani kirintisi....

Ekşi Tadlarin Dayanilmaz Cekiciligi.......

Resim
Başlıkta ek ş i yazdım ama bizim çocukluğumuzda yaygın söylenişiyle e şki  k ül ün ü  hala bilen ve seven  kaç cocuk vardır bilmiyorum ama bu sabah uyandığımda damağımda çocukluğumdan kalma o tat vardı. Babaannemlerin evinin olduğu o eski mahallede kapısı tahtadan minicik bir bakkal dükanı, yokuşun tam tepesinde gelenleri birazdan girecekleri eski zamana ait bir sergi salonununa adeta karşılar; neyle karşılacaklarına dair emareler taşırdı. Benim için o mahallenin en eglenceli yani siyah taşlarla döşeli dik yokuştan  olabildiğince hızla koşmakti.  Freni tutmayan araba gibi yol kenarinda dizili evlerin birinin bahce duvarina tutunarak durmak, kosarken cilginlar gibi bagirmak,cebimdeki bozuk paralarin oraya buraya sicramasi, ruzgarin saclarimi savurmasi ve bazende yasanan ufak tefek yaralanmalar ve neticesinde isitilen azarlar....Asagi inmek eglenceli olsa da yokustan cikmak pek eglenceli sayilmazdi. Zorlu bir tirmanis neticesinde varilan kucuk bakkal dukkani ise her dukkanda bulamayac

MERHABA

Resim
* Uzun bir aradan sonra merhaba! Merhaba yazmanin verdigi essiz dinginlik; merhaba sirasini  bekleyen kelimeler, cumleleler; merhaba yazilmayi bekleyen hikayeler; merhaba ismini bilmesem de yazdiklarimi okuma zahmetine katlanan okuyucu, merhaba Edward Munch'in unlu tablosundaki ruh arkadasim; merhaba Farid Farjad'in kemanindan aglayan ezgiler; ve daha nelere nelere MERHABA!!! Merhaba sozcugu semantik anlami disinda ne zaman aklima gelse beni gulduren bir hatiranin da kahramanidir aslinda. Universite yillarinda  tanistigim bir arkadasim cok guzel tef esliginde ilahi soyluyordu. Iste soyledigi ilahilerden bir tanesi Arapcaydi ve adi da kendi de Merhaba idi. MERHABA Merhaba merhaba merhaba merhaba Merhaba merhaba merhaba merhaba Kullu nebiyyin beşşera Bi Ahmede ve enzera En âminû bi âyîhi Ve saddikû bi hedyihi Merhaba merhaba merhaba merhaba Merhaba merhaba merhaba merhaba Mr.Google hemen buldu kendilerini. Iste bu ustteki ilahiyi bi gece tefle o kadar soylemist