Katrani Kaynatsan Olur mu Seker? Cinsine Yandigim Cinsine Ceker!!

Sanirim universite ucuncu sinifta okudugumuz tiyatro eserlerinden biriydi Thomas Shepard'in 'The Curse of the Starving Class'. Aradan gecen onca yila ragmen okuduktan sonra etkisi hic gecmeyen eserler arasindadir. Anadolu'nun kucuk bir sehrinde dogup buyuyen birisi icin bu tur eserlerin canli performanslarini gormek elbette ki pek  mumkun degildi ama okumakta izlemek kadar etkileyebilir bence insani. 'Feel good' tarzi bi hikaye degil bahsetmek istedigim. Basliktaki ozlu sozun bati tarzi tiyatroya dokulmus haliydi hatirladigim kadariyla 'Ac Sinifin Laneti'. Fakir bir ailenin oglu her ne kadar alkolik ve merhametsiz babasindan nefret ettigini ve asla onun gibi olmayacagini zannetse de hikayenin sonunda aslinda ondan farki kalmadigini anlar, hatta  bu bir lanet gibi nesilden nesile gececektir.
Sanirim herkes en azindan hayatinda bir kere ebeveynlerinin hareketlerini ve tepkilerini elestirip asla ayni hareketi yapmayacagina yada ayni tepkiyi vermeyecegine dair kendine soz vermistir. Baskalariyla karsilastirilmak benim icin en sinir bozucu ve en uzuldugum cocukluk hatirlarim arasindadir. Gelin gorun ki aynisini zaman zaman bende karsilastirma yapiyorum sevdiklerimi baskalariyla karsilastirarak... Ister bilinc altina islendigi icin deyin, ister ne gorduysen onu yapmaya mahkum olma laneti deyin, isterseniz buyuk konusmanin verdigi netice deyin ama iste 'Armut dibine dusermis, Ingilizce versiyonuyla da  'The apple does not fall far from the tree.'
Anneannem kizdigi zamanlarda ozellikle el kizi tabir edilen gelinlerine hemen 'Anasi sogan babasi sarmisak' diye soylenirdi. Buna paralel olarak benim yaptigim bir hatayi da 'memur cocuguna yakismiyor diyerek elestirirdi. Memur cocugu davranis kodlarini su yasa geldim hala ogrenemedim ve 'hanim hanimcik' bir torun olamadim ama 'memur cocugu' tabiri hala kulaklarimda... 
Sozun ozu hepimiz yetistigimiz cevrenin ve ailenin davranis kodlariyla programlanmisiz. Her nen kadar gizlemeye ve degistiemeye calissak da zaman zaman perdede yansimalarini gormek icten bile degil. Ne kadar cok atasozu ve hikaye var bu konuyla alakali... Son olarak anneannemin meshur hikayesiyle bitireyim:' Zamanin evrinde dilencilik yaparak gecinen bir cingene kiz yasarmis. Gunun birinde padisah yoldan gecerken bu kiza tutulmus. Sarayina getirmis, evlenip onu es yapmis. Cingene kiz artik bir Sultan olmus olmasina da gel zaman git zaman sarayin sasasi, zenginligi onu mutlu etmeye yetmemeye baslamis. Bir gun padisah karisinin odasina girince bi  de ne gorsun? Karisi altin kafesin icindeki bulbulun onune diz cokmus: 'Allah rizasi icin bir sadaka!' diye dileniyormus.' Defalarca dinledigim bu hikaye bana hic bir zaman keyif vermese de dogruluk tasimiyor degil zannimca. Ne dersiniz?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Umut iyi bir kahvalti, fena bir aksam yemegidir.

YASAMAK ZOR ZANAAT VESSELAM...

Ardic Agaci