Araf Meselesi I


Cocukken diger butun akranlarim gibi bende mahalledeki Muzeyyen Hoca'ya Kur'an ogrenmeye gitmistim. Sabah daha kimseler gelmemisken  erkenden gider, Hoca'nin rahlesinin onune kendi minderimi atardim; cunku bilirdim ki kimin minderi once konulduysa o dersini Hoca'dan erkenden alir sonra da arkadaslariyla bahcedeki seruvene katilabilir yada erkenden eve donup televizyonun onune kurulabilirdi. Tabi bu uyanikligim  yasca ve rutbece buyuk Kalfelerin (Kalfa imis dogrusu ama biz kalfe derdik o zaman)  dikkatini cekmis olacak ki sonralari minderi erkenden rahlenin onune koymam fayda etmemeye, zavalli minderimde her seferinde baska bir kalfenin minderinin altinda ezilmeye baslamisti. Her seferinde annemin camekanli sandigindan yuruttugum farkli bir yazmayla tutardim  Muzeyyen hocaya giden kisa yolu. Yazmanin ucundaki boncuklar, desenlere bakmak acayip ilgimi cekerdi ama oturup  isleme gibi bir hevesim asla ve kat'a olmadi.  Anneannem butun ahretlik bacilarinin yaninda Hoca'ya gittigim icin benimle gurur duyar,   hemen her yerde benden bahsederken bunu  vurgulardi.  Muzeyyen Hoca'da bir yaz bir de kis gecirdim. Evinin bahcesindeki su kuyusundan herkes gibi bende korkardim cunku derlerdi ki  Hoca'yi cok kizdirirsak diger bir kac cocuk gibi biz de su kuyusunun icine atilabilirdik.Aslinda herkes bunun bir hikaye oldugunu biliyordu ama yine de her seferinde farkli bir ayrinti ekleyerek su kuyusuna dusen cocuklarin hikayesini birbirimize anlatmaktan da geri durmuyorduk. Neyse araf derken nerden aklima geldi Muzeyyen Hoca ve kuyunun hikayesi??  
Araf kelimesini ilk nerde duydugumu dusunurken geldi galiba...Kur'an ogrenmenin yani sira sari kagita basili, sayfalarinin kenarlari yipranmis, cildine dair  sarkan  ipliklerden baska eser kalmamis  Mizrakli Ilmihalin Osmanlica baskisini  okumakta Hoca'daki gunluk derslerin bir parcasiydi. Siirsel bir dili vardi, kalfeler okurken dinlemeye bayilirdim.  Iste o kitabin ilk sayfasinda bir kopru resmi, altinda terazi, cesitli buyuklukte mezar resimleri, bizce  icinde igneler olan  bir besik resmi vardi. Iyi insanlarin cennete, kotulerin cehenneme, intihar edenler gibi bazilarinin da Arafatta kaldigini; buraya dusenlerin 'Keske cehenneme gitseydim de burada kalmaysaydim.' diye yalvardiklari anlatilirdi. Pedagojik olarak ne kadar dogru bir yaklasimdi bunlari 6 yasinda bir cocuga anlatmak bilmiyorum ama cok zarar gordugumu zannetmiyorum.  Dogru kelimenin Arafat degil Araf oldugunu yillar sonra farketmis olmaliyim. Ozellikle Elif Safak'in ayni adli kitabini okudugumda ustune biraz kafa yordugumu hatirliyorum. Okuyanlar bilirler ki arada kalmis iki insanin hikayesi uzerinden ilerler hikaye.. Iki kultur, iki ulke, iki hayat tarzi arasinda kalan insanlar... Kendi ulkesinden uzakta yasayan her insanin kendince hissettigi bir duygudur bu zaman zaman. Hikayedeki ana karakterlerden biri olan Gail romanin sonunda Araf'i da temsil eden Bogazici Koprusunden asagi atlayarak intihar eder. Gail'in kocasi Ömer Amerika'ya gelen bir doktora ogrencisidir, ilk kez posta kutusunda kendi ismini noktasiz haliyle  farkedince kendine yabancılaşmaya basladigini farkeder. Ismindeki noktalar onu coktan terketmis,  Ömer  Omar olmustur. Bir daha asla kendisi olamayacagina inanir Ömer yani Omar... Ben onun kadar umitsiz degilim, ama farkediyorum ki ismimdeki noktalar ve 30 yildir duyageldigim  tinisi  coktan beni de terketmisler... Garip olan bu terkedisi cok da umursamamakta belki de.  Yazdigim klavyede de yok Turkce karakterler.. Turkce klavyeye donustursem de cok zorlanirim artik gibi geliyor... Bulundugun yere gore hareket etmek zorunlu cogu zaman ona diyecek yok da sirf telaffuzu kolaylastirmak icin ismini degistirmekte biraz garip geliyor.  Arafta kalan sadece isimler mi? Belki de ona gelene kadar daha neler neler....Ortaokulda bi siir yazmistim da son kitasi  'Ama kalbim MADE IN TURKEY'  diye bitiyordu. Bu Araf meselesi daha chook su goturur. Dikkat Çok degil chok ne de olsa ayni sesi cikartiyor...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Umut iyi bir kahvalti, fena bir aksam yemegidir.

YASAMAK ZOR ZANAAT VESSELAM...

Ardic Agaci